بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالُواْ فَأْتُواْ بِهِۦ عَلَىٰٓ أَعْيُنِ ٱلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَشْهَدُونَ ٦١

Haydin dediler: getirin onu nâsın gözleri önüne belki şehadet ederler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُوٓاْ ءَأَنتَ فَعَلْتَ هَٰذَا بِـَٔالِهَتِنَا يَٰٓإِبْرَٰهِيمُ ٦٢

Dediler: sen mi yaptın bunu ilâhlarımıza ya İbrahim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ بَلْ فَعَلَهُۥ كَبِيرُهُمْ هَٰذَا فَسْـَٔلُوهُمْ إِن كَانُواْ يَنطِقُونَ ٦٣

Belki dedi şu büyükleri yapmıştır, sorun bakalım onlara eğer söylerlerse.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَرَجَعُوٓاْ إِلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ فَقَالُوٓاْ إِنَّكُمْ أَنتُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ ٦٤

Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de dediler: doğrusu siz haksızsınız. Sonra yine tepeleri üstü ters döndüler, sen cidden bilirsin ki bunlar söylemez dediler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ثُمَّ نُكِسُواْ عَلَىٰ رُءُوسِهِمْ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا هَٰٓؤُلَآءِ يَنطِقُونَ ٦٥

Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de dediler: doğrusu siz haksızsınız. Sonra yine tepeleri üstü ters döndüler, sen cidden bilirsin ki bunlar söylemez dediler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ أَفَتَعْبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَنفَعُكُمْ شَيْـًٔا وَلَا يَضُرُّكُمْ ٦٦

O halde dedi: Allah’ı bırakıp da size hiç bir faide veremiyecek, zarar da edemiyecek nesnelere mi tapıyorsunuz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

أُفٍّ لَّكُمْ وَلِمَا تَعْبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِۖ أَفَلَا تَعْقِلُونَ ٦٧

Yuf size ve Allah’dan başka taptıklarınıza! hâlâ akıllanmıyacak mısınız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُواْ حَرِّقُوهُ وَٱنصُرُوٓاْ ءَالِهَتَكُمْ إِن كُنتُمْ فَٰعِلِينَ ٦٨

Siz bunu, dediler: yakın da ilâhlarınızın öcünü alın, bir iş yapacaksınız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قُلْنَا يَٰنَارُ كُونِى بَرْدًا وَسَلَٰمًا عَلَىٰٓ إِبْرَٰهِيمَ ٦٩

Ey nâr, serin ve selâmet ol İbrahim’e dedik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَرَادُواْ بِهِۦ كَيْدًا فَجَعَلْنَٰهُمُ ٱلْأَخْسَرِينَ ٧٠

Ona bir dolap kurmak istediler, biz de daha ziyade kendilerini husrâna düşürdük.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَنَجَّيْنَٰهُ وَلُوطًا إِلَى ٱلْأَرْضِ ٱلَّتِى بَٰرَكْنَا فِيهَا لِلْعَٰلَمِينَ ٧١

Ve onu Lût ile beraber kurtarıp içinde âlemîne bereketler verdiğimiz arz’a çıkardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu